23 Mart 2020 Pazartesi

José Martí, AKADEMİK




AKADEMİK

Gel şöyle atım, dizgin vurayım sana: çünkü istemezler
İçgüdüsüne uyup hayatın
Bütün doğallığınla savaş alanına doğru dörtnala kalkmanı.
Koşu pistinin ağır aksak adımıyla yürüyüp,
Boyun eğerek o kibirli sırtını eyere sunman
Ve kırbacın dilinden anlaman gerekiyor.
Gel şöyle atım: yüreğin gerçek dediğine yalan der onlar.
İstemezler toprağın yumuşak örtüsünü yırtıp
Damlalarında gökkuşağının renkleriyle dökülen
Duru bir kaynağın coşkun akışı gibi.
Türküler çığıralım içimizden kopan o yakıcı dizelerle.
Üniformalı bilgiçlerin aldatıcı, küçük kalıplarla
Çizdikleri modelleri isterler bizden.
Gel söyle atım, kopar dizginlerini.
Kırların, çiçeklerin kokusunu taşıyan kıvılcımlı nallarınla
Kuru ve iyiliksever bir kütüğün üstüne fırlat
Bilgiçlerin süslü gömleğini.
— Işıltısı kararmış yunan mücevherleriyle
Çürümüş yapraklardan , roma güllerinden işlenmiştir o —
Bakarsın canlanır güneşi görünce yeniden.
Ve yeryüzüne gün ışığıyla açılan şafakta
Yeni dünyaya doğru yiğitçe kalk dörtnala.

*Halkın Dostları, Sayı 13, Nisan 1971



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder